LinkWithin

Related Posts Widget for Blogs by LinkWithin

31 Ocak 2010

İyilik Yapmak İstermisin ?

Babamın vefatından sonra ..hayatım da öncelik tanıdığım şeyler yer değiştirdi... Birisi vefat ettiğin de arkasından dostları ve ailesi sadece mezarı başına kadar gidebiliyormuş bunu 22 Ocak günü çok iyi anladım..

Bizler arkamızı dönüp acımızı yaşamak için evimize geldiğimiz de , babam amelleri ile başbaşa kaldı.. yanına alabildiği tek şey buydu çünkü....

---------------------------------------------------------
İki prens ve bir prenses ....
Orta gelirli bir ailenin üç küçük meleleği...
Sıkıntılar onlar daha dünyaya gelmeden başladı....
Onların bakımına yardım edecek olan babaanne göğüs kanseri teşhisi ile tedaviye alındı.
Maddi sıkıntılar yüzünden tedavi yarım kaldı..
Eş dost imdada yetişmeye çalıştı...

Ablamın yakınların da oturan bu aile 4 aylık üçüzleri ile geçim sıkıntısı çekiyor.Ablam "... bu aileyi bloğunda yazarmısın , çocukların giyeceğe ihtiyaçları var , yardım etmek isteyen birileri olursa ,en azından ihtiyaç sahibi bir aileye yardım etmiş olurlar...." deyince... yazmaya karar verdim..

Eğer evde minik meleğinin kullanmadığı eşyaları varsa ve tekrar küçük bir meleği ısıtıp seni de huzur için de bırakacak ve hayır duaları almana vesile olacaksa.... benimle iletişime geçebilirsin...

* Bloğun da bu duyuruyu yapmanı rica etsem kayıtsız kalmazsın biliyorum...


WİNX'Lİ PASTA ÖRNEKLERİ

Doğa'nın bu yıl bir Winx takıntısı ortaya çıktı.
Bu tür çizgi filmleri izletmemeye gayret etsem de okulda ki arkadaşlarından yada kendi arkadaş grubundan bir şekilde bulaştı.
Kurbaanın doğum günü pastası da Winx'li olacakmış. Bende beğendiğim üç modeli paylaşayım dedim. Olurya belki senden aynı dertten muzdaripsindir yada allah muhafaza olacaksındır :)








AVATAR


Eşimin vizyona girdiği ilk günden beri görmek istediği ancak benim bir türlü karar veremediğim AVATAR filmine bir kaç gün önce gittik. Beklentilerimin çok çok üstün de bir filmle karşılaştım.
3D olarak izlememin etkisi ile film beni epey sardı. Bana sorarsan mutlaka izlemeni öneririm. Güzel mesajlar içeren ,ders alınası bir konusu var....

PRENSES VE KURBAĞA


Dün akşam kurbaama ,"...uyku saatini geçirmez ve vaktin de yatarsan seni sinemaya götüreceğim .." dedim.. Beş dk için de odasın da uyuduğunu görünce verdiğim sözü tuttum saat 12:00 de sinema da aldık soluğu.

Doğa ile Prenses ve Kurbağa filmindeydik bugün.
Konusu bildiğimiz masaldan biraz farklı olsada çok keyifli ve eğlenceliydi ,
en azından benim için :))
Filmin sonlarına doğru ortaya çıkan bir kaç karakter Doğa'nın "... ne zaman çıkacağız anne .." sorularını da beraberin de getirdi. Sanırım film 6+ yaş üzeri çocuklarımız için çok daha ideal...


30 Ocak 2010

BAHÇEDE KALMAK....


Biliyorum... epey uzun bir yazı.. ama vaktin olursa lütfen oku...anlayan için çok anlamlı şeyler var bu yazıda..
----------------

Ahu Öztürk, Radikal 2, 8 Kasım 2009

Oğluma baktım, sarışın yeşil gözlü bir çocuk ve böylece Kürtlere benzemekten yırtıyor, fakat işte bu isim, Roni, onu ele veriyor

Yeni taşındığımız apartmanın yeşillikler içindeki bahçesinde geziniyoruz oğlumla. Henüz bir buçuk yaşındaki oğlum, her şeye dokunmak istiyor. Çiçekleri koparmak ve kedinin kuyruğunu çekmek en büyük merakı… Biz oğlumla bahçenin tadını çıkarırken, apartman sakinlerinden üç yaşlı kadın da bahçenin kameriyesinde oturmuş kahve içiyorlardı. Bir yandan bizi seyredip bir yandan da oğluma sevimli sözcüklerle sesleniyorlardı ki, içlerinden biri “Allah bağışlasın, adı ne?” diye soruverdi. “Roni” dedim.


“Roni mi? Manası nedir?” diye sordu aynı kadın. “Aydınlık” dedim. Sözün nereye varacağını sezmiş, oradan kaçmanın yollarını bulmaya çalışıyordum şimdi. Sözlüye kalkmıştım ve birazdan karnımın dipsiz kuyusuna bir soru sallayacaklardı ki, “Neyce?” dedi bir diğeri.
Evet, “dananın kuyruğu” ile “zurnanın son deliği” arasında seçim yapamadığım noktadaydık. “Kürtçe” dedim. Sessizlik, çıt yok…


Oğluma “Ah talihsiz yavru” gözleriyle bakarak “hımm” dediler ve bize de bahçeden ayrılmak ile kalmak arasında nur topu gibi iki şık bırakmış oldular. Bahçede bitmiş iki diken miydik ki biz oğlumla? Kalmak ve kaçmak arasında biraz oyalandıktan sonra nereye gidebilirdik? Eve çekilmek mi? Hayır, kalmam gerekiyordu. Pazardan satın almadığım ve oğluma da bulaştırdığım Kürtlüğümle, bir “diken” olarak bu bahçede kalmalıydım. Peki ya onlar? Onlar “bahçenin köklü çınarları” olarak ne yapacaklardı?

Çocukken babamın memuriyeti dolayısıyla Diyarbakır’daydık ve ben bir memur çocuğu olarak, aynı lojmanda yaşadığımız diğer memur çocuklarıyla takılıyordum. Bir gün pazara gittik ve çok yaşlı bir kadından acur almaya karar verdik.


Kadına fiyatını sorduğumuzda Kürtçe yanıt verdi ve benim dışımda kimse ne dediğini anlamadı. Yaz tatillerinde köyde fark etmeden öğrendiğim bu dille nasıl bir hesabım olabilirdi ki?
Köyde konuşulan ve evde annemle babamın gizil hallerini içine sakladıkları bir dil. O an, pazarda, memur çocuklarının pazarcı kadına anlamıyoruz diye çıkışmalarından sonra yerimin onların yanı değil, yaşlı kadın ve beraberinde tüm bir Diyarbakır olacağını hissettim. Sonraki günlerde, Diyarbakır’ın yerlisiydim artık, konuştuklarının hepsini, bilhassa küfürlerini anlayabilen… Ta ki başka bir şehre tayinimiz çıkana kadar.

Oğlum bahçenin evcil kedisinin kuyruğunu nihayet yakaladı… Kedi bir taraftan çekiyor, oğlum bir taraftan. Ve işte şimdi manzarayı tamamlamış olduk: “Vahşi”, “dağlı” tonları manzaramızda buluştu.

Yaşlı kadınlardan biri bu manzaraya dayanamadı ve kalktı. “Tat kaçırttık” işte; kahvenin, bahçenin, bütün o korunaklı, yeşillikler içindeki ortamın tadını… Bir anda çevirip kadını “Ya biz sizin sandığınız gibi değiliz, gerçekten iyi insanlarız, bir sürü okul okuduk, hep teşekkür ve takdir aldık, onur kurulunda olmayı arkadaşlarımızı ispiyonlamamak için kabul etmedik, ama gene de iyiyiz işte” mi demek gerekirdi acaba? Peki ya annem? Köylülüğüyle, okuyamadığı okullarıyla ve her seferinde belini kırdığı Türkçesiyle onun diyecek nesi vardı o söze dökülmeyen kine karşı?

İstifa etsek
Anneme anlatıyorum bahçede olup biteni, “Ben size demedim mi gelin hep beraber Kürtlükten istifa edelim” diyor. Gülüyoruz, aslında gülümsüyoruz… Biz Kürtlükten istifa edersek bitecek mi bu dert?


Bu ülkedeki varlığımızı, vallahi biz aslında iyiyiz diyerek, sürekli kendini anlatma telaşıyla mı kuracağız ya da zaten ne ayrı gayrımız var, aynıyız mı diyeceğiz? Ya da sevincimizi ve üzüntümüzü gizleyip çizilen sınırlar içinde mi yaşayacağız? Ne zamana kadar üstümüzden dökülmeyecek o elbise?

Oğluma baktım, sarışın yeşil gözlü bir çocuk ve böylece Kürtlere benzemekten yırtıyor, fakat işte bu isim, Roni, onu ele veriyor. Onu da kaldırdık mı, bitti bu “mesele” işte. Peki, kim Kürtlüğü hatırlatan tüm bu şeyleri duyduğunda tüyleri diken diken olma halinden, her seferinde karşı tarafa kendi varoluşunu sorgulama ya da yeniden kurma zorunluluğunu dayatıyor oluşunun o hikmeti kendinden menkul haklılığından utanacak?

Sığır geldi sığır gidecek diyenlerden, bir insanı seks kölesi yapmak isteğini bu kadar arsızca söyleyebilenlerden, “Hı hı haklısınız ama Kürtler de” cümlesini hazırda tutup muhakkak paylaşan bilirkişilerden, sessizce bahçeden kalkıp giden sinsi nezaket sahiplerinden oğlum da nasibini alacak mı?

Aklıma Blake’in “Bunca bilgiden sonra ne affetmesi! “ dizesi geliyor, hemen kovuyorum, ama soruyu sormadan edemiyorum: “Kim kimi, ne zaman affedecek?”
Evet, ikinci kadın da ayrıldı bahçeden ve o da herhangi bir “iyi günler” dileğinde bulunma tenezzülü göstermedi. Geride kalan son yaşlı kadın, ben ve oğlum bahçede yalnızız şimdi. Gitmeye niyetim yok, burada bir “diken” bile olsak, kalmam gerek. Yoksa kendi yüzüme nasıl bakarım! Üçüncü kadın da ayağa kalktı ve ben apartmana yöneleceğini sanırken o bize doğru yürüdü.

Oğlumun yüzünü okşadı, “Sen ne kadar tatlısın Ronicim” dedi. Oğlum da o dünya güzeli gülüşüyle gülümsedi. Hava serinlemişti, kadınla birlikte yavaş yavaş apartmana yürüdük. O kadın da ayrılsaydı bahçeden, ben mi bahçenin sahibi olacaktım ya da ben gitseydim o mu mülkiyeti baki kılacaktı? Birlikte yürümek güzeldi.

Mandala Nedir ?

Doğa tatil boyunca okulu tarafından verilen ödevleri yapıyor , onlardan biri de mandala.. Mandalanın ne olduğunu merak edenler için bu yazıyı ve örnekleri paylaşmak istedim..




Mandala Nedir?
Mandala hemen hemen daire veya merkez anlamına gelir. Belirgin bir şekilde duran merkez noktası etrafına şekiller ve desenler yerleştirilmiştir. Mandala, boyama yoluyla insanı sakinliğe ulaştırır, rahatlatan bir etki yapar. Günümüzde çocuklardan birçok şey bekleyerek onları çeşitli stres faktörleriyle karşı karşıya getiriyoruz. Hafif bir klasik müzik eşliğinde boyanan “Mandala” sonunda çocukların stresleriyle kolaylıkla mücadele edebildikleri, sakinlik ve soğukkanlılık kazandıkları görülmüştür. Mandala çalışmasından sonra çocukların, grup çalışmalarında, gruba uyum sağlamalarında ve dinleme becerilerinde olumlu etkiler görülür. Ayrıca Mandala çocukların kendi yaratıcılıklarını keşfetmelerine yardımcı olurken, dikkat sürelerinin de uzamasını sağlar.

Çocuğa etkisi nedir?
Günümüzde çocuklardan bir çok şey yapmasını isteyerek onları çeşitli stres faktörüyle karşı karşıya getiriyoruz. İşte bu noktada çocuklara “Ben senin için şu an buradayım ve seninle güzel bir şeyler yapmak istiyorum” demekten daha güzel bir şey düşünülemez. Mandala boyamak yoluyla sakinliğe ulaştırır, rahatlatan bir etki yapar. Bu çalışmadan sonra grup çalışmasında, uyum sağlamada olumlu etkiler görülür. Çocukların stresi azalır, çocuklar daha uyumlu hale gelirler. Mandala çalışması dıştan içe veya içten dışa boyanır. Önemli olan sırayı bozmamaktır.

Kaynak

29 Ocak 2010

Emektarlar...




Çocukluk yıllarım da yaz tatillerin de babannemi ve dedemi ziyaret için köye giderdim.. Tarlalar da çalışırken kullandıkları bu aletleri yıllar sonra öylece bir köşede terkedilmiş görünce dayanmadım ve fotoğraflarını çektim...
Bunca yılın sonun da sanırım, bu kareler de yaşamayı hak ediyorlar..

40.gün...


Babamın vefatının üzerinden kırk gün geçti...

Dün defnedildiği Adapazarındaydım... Allah kabul ederse ,tüm vefat etmiş müslüman kardeşlerimin ve babamın ruhuna kuranımızı okutturduk..
Allah kabul etsin..

26 Ocak 2010

YARDIMINA İHTİYACIM VAR....


Fotoğraf konulu bir blog açmak istiyorum...

İsim konusun da senin de fikrine ihtiyacım var... bana yardım edermisin ?

25 Ocak 2010

Tükeniş.... Acemi Fotoğrafçı


Zamanı Dondurmak - Acemi Fotoğrafçı


EKMEKLER VE KUŞLAR...

Yiyemediğin , bayatlamış ekmeklerini bu günlerde değerlendirmenin en güzel yolu onları kuşlarla paylaşmak..bende öyle yaptım..



KARDAN KIZ - 2

Biliyorum bugün hava daha soğuk ve daha çok kar yağışı var.. ama Doğa'nın karın tadını bıkana kadar çıkarmasını istiyorum ve ona hayır diyemiyorum.. Mahallenin abileri ve ablaları çocukluğumda ki gibi ellerine geçirdikleri naylon poşetlerle yokuş aşağı kayıyordu. Benim kurbağa usulca sokulup onlarla kayıp kayamacağını sordu..ve sonuç :)




İki Beyaz...


24 Ocak 2010

GENİZ AKINTISI VE ÖKSÜRÜK İÇİN DOĞAL REÇETE..

Şekerkokusu Forumumdan Zennure arkadaşım , çocuklar da geniz akıntısı ve öksürük için aşağıda ki reçeteyi verdi. Denediğini ve işe yaradığını söylediği için seninle de paylaşmak istedim..

Malzemeler

Tarçın (Kök)
Zencefil(kök)
Meyan (Kök)

NarÇiçeği (kuru)
Ayva Yaprağı (Kuru)
1 Yemek kaşığı Bal

Tarcı (Kök),Zencefil(kök) ve Meyan (Kök) yaklaşık 10 dk. kaynatalım sonra içine Nar Çiçeği (kuru) ve Ayva Yaprağı (Kuru) koyup yaklaşık 5 dk. birlikte kaynatıp 1 Yemek kaşığı Bal koyup Ilık içirelim ...

Kış Mevsiminin Yaz Çiçekleri...





Bu akşam alışveriş merkezini dolaşırken rastladığım bu güzellikleri çekemeden edemedim.. ben sevdim.. umarım sende seversin....

KARDAN KIZ

Doğa uzun süredir ilk defa karın tadını doya doya çıkardı dün.
Biliyorsun yıllardır doğru düzgün kar görmedi İstanbul , bir kaç gündür yağan kar ,hasretimizi gidermemize yettide arttı bile..
Dün ani bir kararla babamızla birlikte kızımızı da aldık yanımıza ,karlara atıverdik kendimizi.. ıslandık..üşüdük.. ama mutlu olduk..Doğa çocukluğunu doyasıya yaşarken..biz çocukluğumuza döndük..
Fotoğraflarken bu anları ,bir kez daha Allahıma sevdiklerimle birlikte bana nefes alma şansı verdiği için şükrettim...






Bir Garip Pengu...


Nezihe teyzemizin bloğunda ki pengueni yapmaya çalıştık ..Doğa ile ancak bu kadar oldu.. özgün çalışmak istedi ben de rahat bıraktım...:)
Bu arada penguen Doğa'nın ayak baskısından meydana geldi..küçük hanım eklememi istedi..

23 Ocak 2010

KISIRLIK VE BAL KABAĞI...


Balkabağının faydalı olduğunu bilirdim ama bu kadar çok özelliği olduğunu yeni öğrendim. Faydalı bir yazı mutlaka okumanı öneririm...


Balkabağı, birçoğumuza midemizi hafifletecek, şeker ihtiyacımızı giderecek bir tatlıyı hatırlatıyor. Lakin balkabağı sadece tatlı yapmak için kullanılmıyor ve çekirdeği de kendisi de oldukça faydalı bir sebze...

Semt pazarlarında, manavlarda aralık ayından itibaren görülmeye başlayan `balkabağının` şimdi vaktidir.

Sonbaharın rengini taşıyan balkabağı, birçoğumuza midemizi hafifletecek, şeker ihtiyacımızı giderecek bir tatlıyı hatırlatıyor. Lakin balkabağı sadece tatlı yapmak için kullanılmıyor. Değişik yörelerde çorbası, püresi hatta böreği bile pişiriliyor. Mesela, Balkanlarda yapılan Girit böreğinin ana malzemesini balkabağı.

Anavatanının Meksika ve Orta Amerika olduğu söylenen bu sebze, birçok hastalığa da iyi geliyor. Peki, soframızı süsleyen, ağzımızı tatlandıran bu sebzenin nelere iyi geldiğini biliyor musunuz? Beslenme ve diyet uzmanı Nil Şahin Gürhan`dan balkabağının faydalarını ve kimlerin yemesi gerektiğini öğrendik.

Beta-karoten (A Vitamini) deposu olan balkabağı birçok kanser çeşidini önlemeye yardımcı oluyor. İçindeki `lutein` adlı karoten cinsi vücudu kansere karşı güçlendiriyor. Ayrıca sigara içenlerin akciğer kanserine yakalanma riskini biraz azaltıyor.
Lifi bol bir sebze. Bağırsak tembelliğine birebir. Kan şekerini düşürücü özelliği olduğu için şeker hastaları da tüketebilir, hatta yapay şekerle tatlısı yapılıp yenilebilir. Diyet yapanların balkabağı yemesinde sakınca yok; çünkü kalorisi oldukça düşük.
Mineraller bakımından zengin olan balkabağını bir küçük tabak yediğinizde, vücuttaki A vitamini ihtiyacının yüzde 25`ini, C vitamini ihtiyacının yüzde 10`unu karşılamış oluyorsunuz.

Yüksek oranda potasyum içeriyor ve kalp hastalığı riskini azaltıcı antioksidanları barındırıyor. Felce sebep olan damar setleşmesini önlemeye yardımcı oluyor. Vücudun enfeksiyonlarla savaşmasını sağlıyor. Çiğ olarak salatalara rendelenip tüketilebilen balkabağı, bedeni temizliyor, sinirleri yatıştırıyor.

Girit böreği

Malzemeler: 3 adet yufka, 200 gr balkabağı, 2 adet pırasa (beyaz kısımları), 1 adet havuç, 50 gr peynir (kaşar peynir), karabiber, 2 yemek kaşığı zeytinyağı, ½ su bardağı su, böreğin üzeri için 1 yumurta sarısı.

Yapılışı:
Pırasaları incecik doğrayın, bal kabağını ve havuçları rendeleyin. Derin bir tavada kızgın yağda pırasaları soteleyin. Pırasalar şeffaflaşmaya başladıktan sonra yarım su bardağı su ilave edin. Bütün karışımı karabiberle tatlandırıp kapağını kapatarak, kısık ateşte 5-10 dakika pişirin. Hazırladığınız karışımı 6 eşit parçaya bölünmüş yufkaların içine koyarak kalın boyutlarda sigara böreği gibi sarın. Börekleri sarmadan önce rendelenmiş peyniri de karışımın içine katmayı unutmayın. Hazırladığınız börekleri fırın tepsisine dizdikten sonra üzerine yumurta sarısını sürün ve önceden ısıtılmış fırında 180 derecede 20 dakika pişirin.


Çekirdeği de faydalı

Kabak çekirdeğinin de bilinmeyen birçok faydası var.
Beslenme uzmanı Nil Şahin Gürhan`a göre çinko ve doymamış yağ asidi ve protein bakımından oldukça zengin; mide bulantısına iyi geliyor.
Bir bardağın dörtte biri kadar tüketildiğinde vücuttaki çinko ihtiyacının % 20`sini, magnezyumun % 50`sini karşılıyor. Ayrıca kemik erimesi ve kan pıhtılaşması için önerilen K vitamini kabak çekirdeğinde yeteri kadar var.
Balkabağı çekirdeğini yağlıdır deyip yemekten korkmayın; çünkü içindeki Omega 3 ve Omega 6 sayesinde cildi tazeliyor, hormanel dengeyi koruyor. Tabii çekirdeği faydalıymış deyip çok tüketmeyin. Ayrıca, kabak çekirdeğinin yağındaki bileşenler prostatın büyümesini önlüyor, kolesterolün kan seviyesini düşürüyor.

Kabak çekirdeğini kimler yemeli?
Prostatı büyüyenler.
Kısırlık problemi olanlar ve hormanel dengesizlik yaşayanlar.
İdrar tutukluğu ile karşılaşanlar.
Mesane iltihabı olanlar.
Vücudunda kemik erimesi başlayanlar.
Kaynak : zaman

SAÇ KURUTMA MAKİNASININ TEHLİKESİ...

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Çerezci, bebek ve çocukların saçlarının saç kurutma makinesi ile kurutulması durumunda beynin yoğun ve doğrudan elektromanyetik radyasyona maruz kaldığını, bunun da çok önemli sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti.

Çerezci,
Cihan Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, saç kurutma makinelerinin kafaya çok yakın tutulması sebebiyle kişiyi yoğun bir şekilde elektromanyetik radyasyona maruz bıraktığını, bunun başta bağışıklık sisteminin bozulması olmak üzere birçok önemli hastalıklara davetiye çıkardığını dile getirdi.

Yetişkin insanların yanı sıra saç kurutma makinelerinin en çok bebek ve çocukların sağlığını tehdit ettiğini vurgulayan Çerezci, `Ne yazık ki toplumumuzda çok yanlış, bilinçsiz bir davranış çocuklarımızın sağlığını tehlikeye atıyor. Banyo yapan bebek ve çocukların saçı saç kurutma makineleri ile kurtuluyor. Bu doğru değil. Saç kurutma makineleri kafaya çok yakın tutulduğundan dolayı çok yoğun ve doğrudan bir elektromanyetik radyasyon yayıyor.
Elektromanyetik radyasyon başta bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkilediği gibi çeşitli kanser hastalıklarına da davetiye çıkarıyor.` diye konuştu.

`ÇOCUĞUN KAFASI AÇIK BİR PENCERE GİBİ`


Çerezci, çocuğun kafa yapısını tamamlamaması dolayısıyla saç kurutma makinesinin yaydığı elektromanyetik radyasyona karşı çok korunaksız olduğunu dikkat çekti.

Çerezci, şu bilgileri verdi:
`Çocuğun kafa yapısı açık bir pencere gibidir.
Saç kurutma makinesi ile saçı kurutulan çocuğun beyni doğrudan makinenin yaydığı yoğun elektromanyetik radyasyona maruz kalır ve radyasyonu olduğu gibi emer.
Bu sebeple bırakın çocukları yetişkinlerin bile saç kurutma makinesi kullanmalarını tavsiye etmiyoruz.

Çünkü bedene çok yakın tutulan bir cihaz çok yoğun radyasyona maruz bırakıyor. Saçın makine ile kurutulması yerine havlularla iyice kurulanarak oda sıcaklığında kendiliğinden kurumasını öneriyoruz.

Eğer illa da saç kurutma makinesi kullanılacaksa o zamanda mümkün olduğu kadar kısa sürede ve yine mümkün olduğu kadar cihazın kafaya uzak tutulmasını öneriyoruz

22 Ocak 2010

KARNEMİZ...


Kızım büyüdü , okula gitti , şimdi de karnemi aldı ?

Zaman ne kadar hızla geçiyormuş... daha dün kucağım da kocaman emzikle gülücükler saçan kızım.. karne aldı bugün...
Bugün ki gibi başarılı olduğun da , yada tökezleyip başarısız şeyler yaptığın da da ben ve baban her zaman senin yanında olacağız minik kurbaam...iyi ki varsın...seni çok seviyoruz..çok...

Acemi Fotoğrafçı - Kedim...




Bu sabah yağmur gezisine çıktım... bu sokak kedisi yağmurdan korunmak için bir ağacın altında bekliyordu...çok güzel , çok şirin gözüküyor değil mi , bende böyle düşündüm ve fotoğrafını çektim..

Bu sıra hep sarı kedilerle karşılaşıyorum...hayırdır...

Limondan Mumluk...


Artık kullandığın limonları atmasan iyi olacak..Neden mi ? resimler nedenini açıklıyor sanırım :)


Kaynak : Mus




20 Ocak 2010

Uğur Böceği - Oyun Hamuru

Doğa küçük yaşından beri oyun hamurlarına pek bir meraklıydı.. Playdoh'un sitesin de kolaydan zora doğru çeşitli çalışmalar yayınlamışlardı... vakti zamanın da epey faydalanmıştık bu siteden.
Cicicee sitesi de bu sayfalardan yararlanıp bir kaç örnek yayınlamış. İşte onlardan biri de bu sevimli uğur böceği..küçük meleğinle çok kolay bir şekilde yapabilirsin...




Yorumsuz Amatör...


18 Ocak 2010

MASALHANE..


Doğa her akşam masalını okutmadan uyumaz... eminim sende aynı durumdasındır , benim gibi bir masalı onlarca kez okumak zorunda kalıyorsundur.. Nette dolaşırken "...masalhane..." adında bu siteye rastladım...Küçük meleklerimize özel hikaye kitapları tasarlanıyor , baş kahraman bizim prenses yada prenslerimiz oluyor.

----------------------------------------
Çocuğunuzun okuduğu bir masalda

ana karakter olduğunu hayal edin. Tamamen

kendisine özel olarak hazırlanmış ve daha

önce hiç bir yerde dinlemediği bir masalın

içinde buluversin kendini. Bu masalda kendi

ismi ana karakterin ismi olsun. Ayrıca bu

masalın çizimleri, resimleri çok güzel olsun.

ve bu masaldaki kahramanın yerinde kendi

fotoğrafını bulsun. Kısacası masalı okumak

yerine masalın orta yerinde kendini

buluverdiğini ve masalı yaşadığını hayal edin.

Biz sizin için hayal ettik ve tasarladık.

artık çocuğunuz tamamen kendisine özel

olarak hazırlanmış bir masal kitabına sahip

olabilecek.

Tek yapmanız gereken, web

adresimizde ki basit adımları takip ederek

kendi kitabınızı oluşturmanız.

Mesnevi'den Öğütler....


Mesnevi'den öğüt veren hikayeler arıyordum nette , bu siteye ulaştım ve seninle de paylaşmak istedim... Buraya tıklayarak okumaya başlayabilirsin..

Meleğine Özel Ninni Yapalım..

Küçük Meleğin adına bir ninni yapabileceğini biliyormuydun... Hemen buraya tıkla o halde...


Paspaslara PONPON

İkea'dan bunlara benzer paspaslar almıştım.. çok fazla tüy bıraktıkları için daha sonra anneme göndermek zorunda kaldım... Birileri o paspasları daha sevimli hale getirmek için ponponlar kullanmış... benim çok hoşuma gitti..



Alıntıdır.

Cicili Bicili - Acemi Fotoğrafçı


Eskiden Cicili bicili diye bağıran sokak satıcıları vardı , biraz şeker , biraz limon ve biraz su ile dişlerimize yapışan ve bir türlü çıkmayan şekerler yaparlardı... Bu fotoğrafa bakarken o geldi aklıma..adı cicili bicili olsun...bu fotoğrafın..

16 Ocak 2010

NEY TAKSİMİ ...Gel gör beni aşk neyledi...

Son günler de dinlediğim bu ney taksimi beni dinlendiriyor...huzur veriyor..arkana yaslan..gözlerini kapat ve sadece dinle..



Acemi Fotoğrafçı





Bugün çektiğim bir fotoğraf ben çok sevdim... ve görmeni istedim..

MİMİN VAR BENDE...

Takip ettiğim tüm blog arkadaşlarım benim için çok özel..
Mim sadece on isime izin verdiği için ismi geçmeyen
arkadaşlarımın beni anlayışla karşılacağına inanıyorum
ve mimi yanıtlıyorum...

KURALLAR :
1-Blogun ismini, neden beğendiğinizin
kısa bir yazısını ve linkini yazacaksınız.

2-Mim’i kabul edenler sağ taraftaki resmi bloglarına ekleyecek.

10′dan fazla kişiye ödül yollanamıyor.
Seni mimleyen kişinin sitesinin linkini not olarak yaz.

Sevgili Kanrevan blogu arkadaşım... beni mimlemiş , benim için bu çok anlamlı ve özel mimi kabul ediyor ve teşekkür ediyorum..

1. Okul Öncesi Magazin İnci Minci
Blog dünyasın da okul öncesi eğitime dair aradığım her şeyi bulduğum bir blog. Sahibesi Nezihe'nin sıcak , samimi , içten anlatımları ile vazgeçilmezlerim arasında...

2. Engelsiz Dünyam

Bildiğim ama daha çok şey bilmek istediğim engelli arkadaşlarımın yaşantılarına dair her şeyi bulabildiğim bir blog. Blog sahibi Noengel'in kişiliği ve duyarlılığı bloga olan sevgimi arttırmakta artı rol oynamıştır..

3. Okuyamazsın
Arkamdan konuşacaklarına yüzüme karşı söylenecek sözler daha az canımı acıtır benim...Okuyamazsın böyle bir blog. İçinden geleni , tepkilerini , çekinmeden dile getiren Gülenime ait her şeyi bulabilirsin burada..

4. Asyaselda
Öğretmen bir anne , dünya tatlısı bir kız... Anneliğe , öğretmenliğe , kızına ve hayatına dair her şeyin yer aldığı , evim gibi sımsıcak bir blog...

5. Hünerli Bayanlar

Lezzetli ve özel yemeklerin harika sunumu , özveri , başarı dolu bu blogun sahibesi.. bu kadar başarılı olmasına karşın her zaman mütevazi ve çok zarif.. Sevgili eşinin harika çekimleri ile bir yemek ve fotoğraf ziyafetin de buluveriyorsun kendini..

6.Nurr
Hamarat , becerikli , bıcır bıcır birini tanımak istermisin ? o zaman bu blog tam sana göre...

7.Örgücü Oyuncakçı Ninem

Blog tutmak mı oda ne ? diyecek yaşıtlarına... blogu ile.. yaptıkları ile.. en önemlisi Neşe nineliği ile örnek olan ... çok kısa sürede çok sevdiğim, saygı duyduğum , imrendiğim , eli öpülesi Ninem..

8.Bizim Gibiler
Bir parça keçe , bir iki düğme .. sen kara kara düşünürken o... onlarca harika eseri ortaya çıkarmıştır bile.. maharetli.. hoş sohbet ve sevımlı...

9. İçimde ki Yolculuk
Dost canlısı Funda , hayatına dair bir çok konu ile bir anda yaşantına sokuluveriyor... Ne zaman ne yapacağını kestiremiyorsun...her konuda çok başarılı ve ilgili..bloguna göz atmazsan çok şey kaybedersin..

10.Kanrevan
Korku filmleri ondan sorulur..her ne kadar korku filmleri benim ilgi alanım da olmasa da... sıcak kişiliği..sevgi dolu kocaman kalbi ile... tüm korkularınızı yenebilirsiniz....

13 Ocak 2010

ÖRGÜCÜ OYUNCAKÇI NİNEM....




Ninem.... ne diyelim sana biz...
Nasıl teşekkür edelim...
Bu güzel hediyelerin bizim için çok anlamlı çok özel...
Kızım doğum gününü senin sayen de çok erken kutladı...
Ninenin doğum günü hediyeleri bunlar kızım dedim.. Daha montunu çıkarmadan oynadı durdu bebeği ve yengeci ile.. şapkasını kafasından hiç çıkarmadı.. :)
Ninem..allah yerini doldursun....çok mahcubum...



11 Ocak 2010

Deniz ve Kızlar...


Dün ani bir kararla Şile'ye gittik...Kızlar Denize çok yaklaşınca..yanların da aldım soluğu arkadaşım Levent bu anı kaçırmayıp ölümsüzleştirmiş...

Konumuz Mıknatıs - Magnet

Doğa okulun da bu hafta mıktanıs konusunu işliyor.. Çocukların yapabileceği basit mıknatıs etkinlikleri ararken bu etkinliğe şu sitede rastladım yapımı oldukça basit , okulda kolaylıkla uygulanabilir..