Keyifle okuduğum oyunu seninle de paylaşmak istedim , çok güzel öğütler veriyor...
---------------------
Oyuncular:
1. Güleryüz2. Tatlı Dil3. Ela Göz4. Koca Kulak5. Yumuşak Kalp6. Akıl7. Güneş
1. SAHNE
Bütün organlar yerde yatmaktadır. Güneş doğarak sahneye girer, organlar yavaş yavaş uyanır ve ayağa kalkarlar.
DİL: Bismillahirrahmanirrahim.
BÜTÜN ORGANLAR: Ohh! Elhamdülillah.
GÜLERYÜZ: Günaydın dil kardeş. Sayende güne iyi başladık.
DİL: Teşekkür ederim. Yüzünüzden tebessüm eksik olmasın.
GÜLERYÜZ: Bütün organlar adına senden bizim hakkımızı gözetmeni istiyoruz.
DİL: Ben ne yapabilirim ki?
GÜLERYÜZ: Bizim iyi olmamız senin elindedir. Sen doğru ve güzel olursan biz de doğruluk ve güzellik içinde oluruz. Sen kötü ve çirkin olursan biz de kötü oluruz.
DİL: Mümkün olduğu kadar az konuşurum.
GÜLERYÜZ: Evet az konuşan kınanmaz, itibarı da çok olur.
DİL: Konuşmam gerektiği yerde de konuşurum ama...
GÜLERYÜZ: Bence "ya hayır konuş veya sus."
DİL: Tamam ama ben konuşmayınca iş bitiyor mu? Gözün, kulağın, el ve ayakların kendilerini korumaları gerekmiyor mu?
GÜLERYÜZ: Elbette gerekiyor ama insanın hata ve günahlarının çoğu dilindendir.
DİL: Geçenlerde bir olay olmuştu da ben hiç konuşmamıştım ama göz o kadar sert, o kadar kötü bakmıştı ki ben bile korkmuştum.
(Elagöz söze girer.)
ELAGÖZ: Sizinle yüz göz olmak istemezdim ama bu konuda ben de bir şey söylemek istiyorum.
GÜLERYÜZ: Aman efendim iki gözüm, yüz göz olacak bir durum yok buyurun sizi dinliyoruz.
ELAGÖZ: Dil'e teşekkür ediyorum beni uyardığı için. Bundan sonra daha dikkatli olacağım.
(Kulak söze girer.)
KOCA KULAK: Ben de bir şey söyleyebilir miyim?
GÜLERYÜZ: Tabi kulakçığım, seni dinliyoruz.
KOCA KULAK: Geçenlerde bir söz işitmiştim: "Göz iki, kulak iki, ağız tek. Çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek."
DİL: Anlaşıldı anlaşıldı. İş gelip bende bitiyor. Peki, kalp ne diyor bu konuda bir de onu dinlesek...
(Kalp titreyerek ve nezaketle tane tane konuşur.)
YUMUŞAK KALP: Öncelikle dile teşekkür ederim beni dinlemek istediği için. Peygamberimiz buyurdu ki: "Vücutta bir et parçası vardır o et parçası iyi olursa bütün vücut iyi olur kötü olursa bütün vücut kötü olur işte o et parçası kalptir."
DİL: (Sevinçle) Yani benden çok senin dikkat etmen gerekiyor, senin sorumluluğun benden daha çok değil mi?
YUMUŞAK KALP: Evet sevgili dil, önemli bir görev üstlendiğimin farkındayım. Senin söyleyemediğin, kelimelerin yetersiz kaldığı durumlarda ben devreye giriyorum. Benim de bir dilim var biliyor muydun?
DİL: Ya bilmiyordum senin de bir dilin olduğunu.
YUMUŞAK KALP: Evet benim dilime kalp dili veya gönül dili derler
ELA GÖZ: Aynı zamanda benim göremediğim şeyleri de gördüğünüzü biliyorum.
YUMUŞAK KALP: Doğru söylüyorsun böyle bir özelliğim var. Senin göremediğin birçok şeyi görebiliyorum. Buna da kalp gözü diyorlar.
(Koca Kulak söze girer.)
KOCA KULAK: Bir defasında "Kalbi doğru olmayanın imanı, dili doğru olmayanın kalbi doğru olmaz." diye bir söz işitmiştim.
YUMUŞAK KALP: Doğru işitmişsin kulakçığım. Gördüğün gibi dil ile kalp sanki birbirini tamamlıyor.
DİL: Evet sizinle beraber olmaktan ben çok mutluyum.
YUMUŞAK KALP: Dil ile kalbin uyumu insanı mutluluğa ve huzura sevk eder.
AKIL: Deminden beri sizi dinliyorum. Konuştuklarınızın hepsine katılıyorum. Zaten kalp ve dil ile uyumlu olmazsa organlar arasında çatışma çıkar. Sonra da insanın aklı karışır.
DİL: Peki, insanın aklının karışmaması için ne yapması gerekir?
AKIL: Dil kardeş aklı başında bir insan "Kalbinde sıkıntı, vücudunda bitkinlik, rızkında eksiklik olursa, bunun boş ve yersiz konuşmalardan geldiğini bilmeli ve diline sahip olmalıdır."
DİL: Eyvah desenize yine döndük dolaştık başa geldik.
Güleryüz, Koca Kulak, Elagöz; Dil'e dönerek hep birden bağırırlar:
- Dilim, etme bizi dilim dilim.
OYUN BİTER.
Mustafa Ökkeş Evren
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
okuYORUM :)