LinkWithin

Related Posts Widget for Blogs by LinkWithin

30 Nisan 2009

BLOGCULARA YÖNELİK - Yeni Bir Hizmet

Şu an ben deniyorum eğer başarılı olursam ne olduğunu anlatacağım söz .

-----------------

Gerçekten oldu ... ne olduuu der gibisin:) tamam anlatıyorum hemen.

Nette dolaşırken Bu site yi buldum , orada biz blogcuları yakından ilgilendiren bir program dikkatimi çekti . Programın tanıtımı aynen aşağıda ki gibiydi , okuyunca bende yükledim ve işe yaradı :)

Programın amacı Blogjet wordpress veya benzeri bloglarınızın bilgisayardan makale vs eklenmesi için hazırlanmış bir programdır. Blogjet de diğer blog programlarından farklı olarak gelişmiş editor (wsying) ve türkçe dil desteği mevcut ayrıca gayet hızlı gönderiyor.

SEK SEK





Annem hep anlatırdı ama hiç oynama fırsatım olmamıştı , geçen hafta park dönüşü ablalar dışarıda SEK SEK oynarken bende daldım aralarına ve oynar gibi yaptım :) Bak sek sek nasıl oynanırmış :)
--------------------------
Sek sek için resim de ki gibi yere kutular çizmeliymişiz ,tek başımıza oynayabileceğimiz gibi , bir kaç arkadaş ile birlikte de oynanabilirmiş.
Önce ilk oynayacak arkadaşı seçmek için sayışmaca yapılırmış ,ilk oyuncu taşı 1 yazan kutuya atmalıymış başka kutuya atarsa yanarmış ve sırasını kaybedermiş.

Sırasıyla tüm sayıların üzerine taş atılır ve tek ayak üzerinde zıplayarak önce son sayıya kadar gidilirmiş. Son sayıya gelindiğinde zıplayarak geriye dönülürmüş.

Daha sonra da ilk sayıya kadar yine tek ayak üzerinde zıplayarak en başa dönülürmüş.
Dönüş sırasında oyuncular attıkları taşı kutuların üzerinden eğilip almak zorundalarmış.
Yan yana olan kutulara gelindiğinde oyuncu her iki ayağıyla da yere basabilirmiş ama tek ayak üzerinde zıplarken kutuları ayıran çizgilere basarsa yine sırasını kaybedermiş.
ve 1’den 8’e kadar tüm taşların turunu ilk önce tamamlayan oyunu kazanırmış.
Çok uzuuuun ve karışık oldu değil mi :) ama eskiden oyunlar böyleymiş. Arkadaşlar çokmuş , arkadaş bulmak için , alışveriş merkezlerinde ki oyun alanlarına , anaokullarına , oyun gruplarına gitmeye gerek yokmuş.
Dışarı çıktığında mahallede ki tüm çocuklar arkadaşınmış.
Çok Güzelmiş O Günler Çok......

ÜTÜ YAPTIM :)


Neden bu ütü benim elim de biliyormusun :)

Anneme ev işlerin de yardım etmeyi çok seviyorum , odamı toplamak , süpürmek ve tozunu almak aslında benim görevim , ama genellikle annemden yardım alarak bu görevimi yerine getirmeyi tercih ediyorum.
Ben daha dört yaşındayım bu kadar işi tek başıma yapmam biraz zor değil mi ? :)

Kısa bir süre önce kendi giysilerimi katlamayı , çoraplarımı yerleştirmeyi de öğrendim.
Annem dışarı çıkmamız için hazırlanırken sıra pantolonumu ütülemeye gelmişti ki " annneeeee ne olur bendeee yapimmm " diye ısrar ettim , annem bana yine kıyamadı :) kendi gözetimi altında ve çok düşük ısı ile ütüyü kullanabileceğimi söyledi.

Kendi pantolunumu kendim ütüledim :)

Ev işlerin de anneme yardımcı olmam aslında benim gelişimim için çok faydalı biliyormusun ?
Annem öncelikle sorumluluk sahibi , etrafındaki insanlara karşı yardımsever birisi olmam için küçük yaşlarda bu tür şeylere dahil olmam gerektiğini söyledi.

Bu işlerin nasıl yapıldığını erken yaşta öğrenme imkanı buluyorum bu sayede , bazen anne ve babamın da evde yardıma ihtiyaç duyduklarını görüp , desteğimi istemeleri çok hoşuma gidiyor :) Benim yaşımda ki arkadaşlarım genellikle , üstlerini giyme, eşyalarını yerleştirme görevlerini yerine getirirken sanırım ben bir adım önde gidiyorum :)

Annem " her yıl bir yaş daha büyüdüğümde farklı ayrıcalıklar kazanırken farklı sorumlulukların da oluyor " diyor.. henüz bunun anlamını kavrayamadım ama yakındır:)

DRAMA EĞİTİMİ

Bu sıralar sürekli olarak anneme tiyatrocu olmak istediğimi söylüyorum , bir ara hemşire ve prenses olacaktım :) Annem de bu diretmemin gerçek olup olmadığını gözlemliyor :) en azından drama dersi alıp almamam konusun da neler yapabileceğini araştırıyor. Dramanın özellikle benim yaş grubumda ki arkadaşlar için çok faydalı oldugunu biliyormusun ?
Bununla ilgili çok güzel bir yazı bulduk seninle de paylaşalım , belki senin küçük meleğin de ileri de benim gibi drama eğitimi almak isteyebilir :)
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Bebekler taklit etmeyi, öykünmeyi, deneyerek konuşmayı öğrenirler. Çocukta görülen oyun oynama gereksinimi, taklitlere dönüşür. El ve ayaklarını hareket ettirmeye başlayarak bu organlarını daha kontrollü kullanmayı öğrenirler.
El ve ayak hareketleri, çocuğun ilk oyunudur. Yürüme hemen bu kontrolün ardından gelir. Artık yürümek, bir topu tutup atmak çocuğa büyük bir güven ve haz verir. Çocuk sevdiği kişiyi görmediğinde kaygılanmaktadır. Bu kaygıyı nesneler görüntü alanın dışına çıktığında da yaşanmaktadır.
Çocuğun üç yaşına kadar temel faaliyeti oyundur. O, bu oyunları, kendi kendine, hazla ve seve seve oynar.Üç yaşından sonra çocukta, arkadaş ihtiyacı belirir.
Çocuk bu arkadaş çevresi içinde toplum hayatına hazırlanır.
Vücudu sağlamlaşır; zekası gelişmeye ve daha kolay idare edilmeye başlar. Oynamayan çocuk içedönük ve ilgisizdir. Hareketsiz olan ve oyundan zevk almayan çocuk normal gelişmez, büyümesi yavaşlar.
Bu dönemdeki çocuğun oyun talebi engellenmemelidir. Çocuğun hayatı, canlılığı, dünyayı tanıması varlığı ve her şeyi oyundur. Oyun çocuğun isteklerini, amaçlarını anlatan, onu isteklerine kavuşturan ve hayata hazırlayan en etkili araçtır.

Hareketlidirler. Hayatı, çevrelerini tanımak için sorular sorarlar. Geniş bir hayal gücüne sahiptirler. Bu nedenle oyun oynadıklarında oldukça yaratıcı olmaktadırlar.
Okulöncesi çocuklarıyla yapılan yaratıcı drama çalışmaları oyun temelli olmak zorundadır. Yaratıcı drama etkinliği ile oyunun ortak özellikleri bulunmaktadır.

Nina'ya Kardeş Geliyor

Bende bir kardeşim olmasını çok istiyorum :) bu kitabı okumam lazım sanırım :) Nina hiç mutlu görünmüyor.

Kara bir kâbus günlerdir Nina’yı rahat bırakmıyor: “Demek kardeşin olacak, öyle mi ufaklık? Annen ona ninniler söyleyecek, onu kucağında tutacak, okşayıp öpecek! Bu arada seninle kim ilgilenecek?”
Gün geçtikçe büyüyor kâbus! Acaba son sözü o mu söyleyecek? Yoksa bebeğin de bu konuda söyleyecek bir sözü var mı?
Nina’nın sevimli kıskançlığını hem gerçekçi bir biçimde, hem de iyimserlikle anlatan bu kitap, çocukların kendi kıskançlıklarını anlayıp ifade etmelerine ve belki de yenmelerine yardım ediyor.
Metnin ve resimlerin sevimliliği görülmeye değer!

BAY BAY BEZİMMMM

21 aylıkken artık bezimi çekiştirmeye başlayınca annem, tuvalet eğitimi için uygun zaman olduğuna karar vermiş. İlk hafta kaka ile sorunumu hallettim ama çiş olayı biraz sancılı gecti :) Üç ayın sonunda savaşı annem kazandı ve bezden kurtuldum. Bu kitap bu süreçte yanınız da olması gereken güzel bir kaynak .
KİPİTAP sitesin de bu kitapla ilgili daha detaylı bilgi ve fiyat öğrenma şansın var :)
Ali artık iki yaşında kocaman bir çocuk oldu ve bezine veda etmeye hazır. Ancak bezine veda etmek istemiyor. Şu lazımlık nasıl kullanılır acaba? Peki bu lazımlık denen şeyi kullanmaya alışabilecekmi? Büyümek için illa gerekli mi bu?

Çocuklarınıza tuvalet eğitimi verirken bu kitabı okumak, süreci onlar için daha kolay ve eğlenceli hale getirecektir.

29 Nisan 2009

Yumurta Kolisi , Çerçeve ve Kalp


Sevdiklerimizi mutlu etmek için çok pahalı şeylere gerek yok bence,bir yumurta kolisi bile insanları mutlu etmeye yetiyor...

Yüce Kitabım - Dinle


Sevgili Nezihe teyzemin bu yönünü çok seviyorum , her şeyi paylaşan , modern ve inancı kuvvetli teyzem o benim. İyi ki tanımışım onu , blogunda paylaştığı dini çocuk şarkısını dinlemek istersen BURAYA tıklaman yeterli.

ABAJUR


Bu abajuru ayakta tutan kısım sence neden yapılmış olabilir tahmin et bakalım :)

PAZARTESİ GÜNÜNDEN BİR KAÇ KARE :)


Pazartesi günü Rahmi Koç Müzesine ziyaret için yola çıktık , güzel bir vapur yolculuğu , Müzenin yakınlarında ki parkta oyun :) biraz tatlı molası derken :) ve yorgunluk :)
keyifli bir gün oldu benim için.

Arkadaşım Zeynebi çok özlemişim tabi ki Ebru teyzemin enfes yemeklerini de :)

GÖLGEM ÖLÜMSÜZLEŞTİ :)


İkea'dan aldığımız fotoğraf çerçevelerine ne tür bir şey yerleştirmeliyiz ki evimiz de şık dursun diye araştırma yaparkennnn Bu Site 'ye rastladım. Gönderdiğin resimler belli bir ücret karşılığın da gölgen haline dönüşebiliyormuş.

Bize çok ilginç geldi ve neden olmasın dedik :)
İkinci resim de bu uygulamanın nereler de kullanılacağının örnekleri de verilmiş.

EV ÇALIŞMASI ( POP-UP)


gibi bende pop-up dedikleri çalışma şekli ile bir şeyler yapmak istiyorum , bakalım annemi kandırabilecekmiyim :)

Twinkle, twinkle, little star.


Teletabiler den güzel bir şarkı

DİNLE

Twinkle, twinkle, little star,
How I wonder what you are.

Up above the world so high,
Like a diamond in the sky.
Twinkle, twinkle, little star,
How I wonder what you are.

28 Nisan 2009

MESLEKLER - İNGİLİZCE OYUN


Meslek gruplarının ingilizce karşılıklarını öğrenirken aynı zaman da oyun oynamaya küçük meleğin hayır demez sanırım
hadi bakalım başlıyoruz :)


SAYILARI TANIYALIM - OYUN


Küçük meleğin sayıları tanıyormu ? tanımasını istermiydin peki , e hadi HEMEN başlayalım daha ne duruyoruz :)

Tuz Seramiği Yapımı

Annem anaokulu öğretmenliği dönemlerin de tuz seramiği yaptıklarını ve çocukların uzun süre bu hamurla oynamaktan keyif aldıklarını söylerdi.
Hamurla oynama yaşına geldiğim de tuz seramiğini annemle ikimiz birlikte hazırlamaya başladık.
Hem ekonomik hemde kolay hazırlanabilir olmasından dolayı bizim tercih ettiğimiz bir materyaldir.
Tarifi seninle de paylaşmak istiyorum.
2 çay bardağı una , 1 çay bardağı tuz , 1 çay bardağı su, parlaklık vermesi için 1-2 damla sıvıyağ eklenir ve ele yapışmayacak bir hamur olana kadar yoğurulur. Eğer eline yapışıyorsa biraz un ekle , katı oldu dersen su ekleyerek yumuşatmalısın.
Hamurdan ayrı ayrı parçalar koparıp renkli gıda boyaları ekleyerek , renk renk hamur topları elde edebilirsin.

Havada Kir Varmı - DENEY

Beyaz bir tabağın içine vazelin sürüp cam kenarına koyarmısın.
Bu tabağın dışarıda bir gün beklemesi gerek ama. Sabah uyandığın da hemen eline bir büyüteç al ve tabağına bak bakalım ,neler görüyorsun ?
Tabağın da bir şeyler var mı ? bunlar sence nereden geldi ?

Bu deneyi bende yapmak istiyorum eğer sen benden önce denersen sonucunu benimle paylaşırmısın :)

Savaş Çocukları Sitesi ve Ecem

Savaş Çocukları Sitesin de gördüğüm bu yazıyı sizinle paylaşmak istedim.
Beni çok etkiledi , Sevgili Meftun ve Adnan çiftinin neler yaşadığını ,onlar gibi anlamam kesinlikle mümkün değil biliyorum.
Ama Doğa'nın geçen yıl yaşadığı ve bir ay önce tekrarlanan rahatsızlık dönemlerin de yaşadığım sıkıntı , endişe ve korkuyu hala üzerim den atabilmiş değilim.
Allahım tüm çocuklarımıza sağlık versin , bizleri çocuklarımızla sınamasın..
Sizi yazı ile başbaşa bırakırken sevgili Savaş Çocukları Sitesine pırlanta gibi bir yüreğe sahip oldukları için bir kez daha teşekkür ederim.
------------------------

Yağmur Çocuklar Özel Eğitim Merkezi

Merhabalar,

Yağmur Çocuklar Özel Eğitim Merkezi 2003 yılında ,farklı gelişim gösteren Özel çocuklar ve aileleri için açılmış Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir özel eğitim merkezidir.

Biz kızımız Ecem’in 2,5 yaşında olduğunda ,otizm denilen ve bugün dahi nedeni ve çözümü tam olarak bilinemeyen bir hastalığa yakalandığını öğrendik ; hayatımızda ,bütün özel çocuklarımızın aileleri gibi zor bir sayfa açıldığını gördük ve mücadelemize başladık.

Daha sonra denize düşen yılana sarılır misali bize söylenen her türlü yoluda deneyerek eğitimine başladık ve ülkemizde tüm zihinsel ve bedensel engelli çocukların tıbbi tedavilerinin yanı sıra daha çok ve daha iyi özel eğitim kurumlarına ihtiyaçları bulunduğunu düşünerek eğitimci arkadaşlarımızla birlikte bizim için kutsal olduğunu düşündüğümüz bir yola çıktık.

Sonuç olarak her çocuğun bizim için bir Ecem olduğunu ,çocuklarımızın gelecekleri içinkendi kendilerine yeterli olabilmeleri için eğitimin şart olduğunu düşünüyoruz.
Bu konuda desteklerini esirgemeyen ve duyarlı davranan tüm insanlara teşekkürü bir borç biliyoruz ama gönül isterdi ki çocuklarımızın hepsi sağlıklı olsalardı ve bizim gibi kurumlara gerek kalmasaydı.

Saygılarımızla.
Meftun & Adnan ÇAKIR

TOP OYNARKEN DİKKAT ET !!!!

Ağaçları çok severim , onlara tırmanmak için henüz çok küçük olsam da , gölgelerin de dinlenmek beni çok mutlu ediyor.

Annem çocukluğun da mahallelerin de bulunan dut ağacından hiç inmediğini anlatıyor , eskiden bu kadar çok oyuncak yokmuş , mahallesin de bulunan bir sürü çocukla ağaçların tepelerine çıkar , dut toplar , şarkılar söyler ve çook eğlenirlermiş.

Arkadaşım Zeynep ile birlikte sana ağaçlarla ilgili annemin bana çok küçükken öğrettiği bir şarkıyı söyledik.

Biraz şımardım ama olsun o kadar :) değil mi ?

--------------------------

Şarkımızın Sözleri :

Top oynarken dikkat et

Kırma dalımı

Koparma hiç yaprağımı

Yakma canımı

Sana kalem olurum

Defter olurum

Gemi ,Okul ,Odun , Kitap

Her şey olurum

Cemile Kötü Söz Söylüyor

Dün arkadaşım Zeynep'te annem bize bu kitabı okudu , o kadar çok beğendim ki , dünden beri anneme defalarca bu hikayeyi anlattırdım :) Cemile istemeden de olsa etrafına karşı sürekli kötü sözler sarfeden bir kız , bunu yenmek için aklına harika bir fikir geliyor bu ne mi :))
söylesem mi :))
"Cemile kitapları 2001 yılında yayımlanmaya başladı.
Konuları, 3-7 yaş arası kız ve erkek çocukların günlük yaşamlarından seçilen hikâyeler ile sade, canlı, dinamik ve orijinal çizimler bir araya gelerek küçük okuyucuların dikkatlerini uzun süre odaklayabilecekleri bir okuma materyali sunuyor.

6-7 yaşa kadar okul öncesi çocukların büyük keyif alacakları okuma saatlerinde kullanılabiliyor. Cemile ve onun çocuk dünyası sevgi, şefkat, sıcaklık, mutluluk ve neşe içeriyor.
İçinde bulunduğumuz dünyada ve zamanda fazlasıyla ihtiyaç duyduğumuz değerler bunlar.

Cemile kitapları ahlak dersi vermeye kalkmıyor. Karakter eğitimine yönelik mesajlar veriyor. Hoşgörü, arkadaşlık, karşılıklı saygı gibi değerleri ve yaşamın içinden çıkarılacak ilk dersleri vurguluyor."

Gözde Bir Söz Çocuk Yuvası

Güzel bir organizasyon duyurusu bu , eğer sende bu konu ile ilgilenirsen buradan yazının devamına ve detaylı bilgilere ulaşabilirsin.
------------------------------------------

Blogcular olarak gerçekleştirdiğimiz
ziyaret ve yardım organizasyonlarından ikincisi olan çocuk yuvası ziyaretimize sayılı günler kaldı.

Bartın ili
Gözde BirSöz Çocuk Yuvası ziyaretimizi Nisan ayı demiştik ama hava şartlarınında gidişatı doğrultusunda, Sosyal Hizmetler İl müdürlüğü ve Yuva Müdürlüğü ile yaptığımız görüşme sonucunda 30 MAYIS olarak belirledik.

0 - 6 gurubu olan yuvamızda bulunan kimsesiz yavrularımızın birazcık olsun yüzlerini güldürebilmek için sizlerle el ele vererek bu güzel organizasyona adım attık. Blogcuların böylesi yardım organizasyonlarında omuz omuza vererek biricik yavrularımızı sevindirmeleri ayrı bir
güzellik.

27 Nisan 2009

DALGIÇ EŞİ OLMAK ...

Annemin iki yıl önce dergide yayınlanan yazısı geçti elimize :) Babamın profesyonel bir dalgıç olduğundan bahsetmişmiydim :) annem bu durumu ile ilgili duygularını yazmıştı ve konu ile ilgili bir dergide bu yazıyı yayınlamıştı ,işte o yazı ;)

Dalgıç eşi olmak ?

Eşimle tanıştığım ilk zamanlar da bana bu sporla ilgilendiğini söylediğinde her ne kadar yüzme dahi bilmesem de benim de ileride bir sualtı sevdalısı olacağım aklımın ucundan geçmezdi. Kurallarına harfiyen uyulup, dikkatli yapıldığında, hırslara kapılmadığınız da hiçbir tehlikeli ve korkutucu yanı olmadığını öğrendiğim bu sporu çok sevdim, hafta sonu yaklaşırken eşimin arkadaşları ile arasın da başlayan telefon trafiğinden bir dalış organizasyonunun yapıldığını anlayabiliyorum artık.

Yüzünde ki o heyecanı ve sabırsızlığı anlayışla karşılıyor ve seviyorum, günlerce boğuştuğu iş stresi, hayat mücadelesi, aldığı sorumluluklar için de kendisine ait olan bu birkaç gün çok değil bence keşke daha fazlasını yaşayabilse.

Günler yaklaştıkça nerede kalınacak, kimlerle gidilecek, hangi malzemeler götürülecek en küçük ayrıntısına kadar planlıyor, gittikleri yerin temiz olup olmaması, uzak yada kısa olması, beş kişilik araba da yedi sekiz kişi artı malzemeleri ile yarı uykulu yarı uyanık olması onu hiç etkilemiyor, sanırım bunda ki keyfi sadece siz dalgıçlar anlıyorsunuz biz eşlerinize de sizi anlamaya çalışmak düşüyor ve serüveniniz başlıyor..

Her ne kadar içim rahat yolcu etsem de bize ait olmayan bir dünyaya kısa surede olsa ziyarette bulunduğu için aklım onda, sualtı dünyasına bir süreliğine de olsa dahil olmanın çok özel olduğunu söylüyor, ürkütücü bir o kadar da gizemli bir sessizlik sadece nefes alıp verişini ve denizin kendine özgü çıkardığı o büyülü sesi duyabilirsin diyor.. Saatler ilerleyince hatır sormak için arıyorum ve sudan çıkar çıkmaz ara diye sıkı sıkı tembihliyorum, aslında yersiz endişeler bunlar çünkü eşimin bu sporu bilinçli, disiplinli, kurallarına uygun bir şekilde yaptığını biliyorum.

Zaman ilerleyip telefonum çaldığında yüzümde kocaman bir tebessümle endişelerimden uzak, balık varmı diye soruyor ve aklın bizde kalmasın diyerek iyi eğlenceler dileyerek telefonu kapatıyorum. Dalgıç gruplarına dâhil olduğumdan beri gözlemlediğim bir şey var, bu sporla uğraşan bazı arkadaşlarımızın eşleri, çok fazla endişeli davranarak hem kendilerini hem eşlerini üzüyor, dalışa gitmek bin bir bahane bulmayı gerektiren bir işkenceye dönüşüyor,kahvede, bilgisayar başında, televizyon karsısın da zamanını boşa harcamak ve körelmek yerine bu sporla ilgilenerek, eşimin kendini geliştirdiğini, kısıtlı imkanlarla yaşamayı öğrendiğini, sosyal çevresini genişlettiğini görerek onunla bir kez daha gurur duyuyor ve İki buçuk yaşında ki kızımın da ileride babası gibi iyi bir dalgıç olmasını diliyorum.

Bu sporun her ne kadar yapamasam da bana da çok büyük katkıları oldu , aralıklarla düzenlenen organizasyonlar da dalgıç eşleri ile bir araya geldik, tanıştık, birbirimizi ağırladık, sıkıntılarımızı endişelerimizi paylaşarak birbirimizi rahatlattık destek olduk, o kadar büyük bir aile olduk ki bayanlar olarak bizde çeşitli konular hakkın da paylaşımlar da bulunduğumuz bir forum kurduk

Dalışa gönül vermiş her dalgıcın arkasın da anlayışı bir eşin olduğunu düşünüyorum..

( Yunus ) Melis Ulaş ın bir yerde okuduğum ve çok beğendiğim bu şiirini de sizlerle paylaşıp , rastgele demek istiyorum.

Şenay GÜL
-----------------

Denizin mavisinden uzandık geceye...
Hayat koşturmacası, dertler, sıkıntıları bohça yapıp, Yol kenarındaki uçuruma fırlattık.


Ahh, bu yolculukları çok seviyorum... Kendim için yaşadığımı, dibine kadar var olduğumu hissediyorum. "GİTMEK" var ya, O ruhunun her bir köşe bucağını dalgalandırıp, İliklerine hayallerini doldurup gitmek...

Maviye, engin denizlere, suya, tuza bulamak yüreğini... Anlaşıldığını ve paylaşıldığını bilmek... "Ancak yaşayan bilir" dercesine kenetlenmek... Uçmak, kopmak, sorumluluklara paydos, Kendi gerçekliğini yaşamaya evet demek...

Öyle büyük ve önemli bir kaçış ki bu yaşadığımız... Özümüze dönüş bu adını koymakta zorlandığımız. Cebimizde mavi mavi hayaller taşırız...

Biz "DERİNLERİN ÇOCUKLARIYIZ"....
Yüreğimiz tuzlu, gözlerimiz buğuludur bizim...
Sevmeyi sevilmekten önde tutarız...
Biz "DERİNLERIN ÇOCUKLARIYIZ"...
Çook derinlerden geldik dünyaya...
Suyun dansıyla büyüdük...
Dalgasıyla hesaplaştık biz...
Her mavi anıda, her serüvende, her düşülen yeni yolda, Her paylaşımda, çoğalır, çoğalırız...

26 Nisan 2009

Çöp ve Geri Dönüşüm

İlk Okuma - Çöp ve Geri Dönüşüm

Attığınız şeylere ne olduğunu hiç merak ettiniz mi'
Bu kitapta çöp hakkında yeni şeyler öğrenecek ve çöpler gömülmeye,
yakılmaya veya yepyeni bir şeye dönüşmeye giderken siz de onun
yolculuğunu izleyeceksiniz.

Böyle Bir Kuyrukla Ne Yapardın ?




Kazmaya yarayan bir burun, görmeye yarayan kulaklar, kan fışkırtan gözler...
Hayvanların kulakları, gözleri, ağızları, burunları, ayakları ve kuyruklarıyla neler neler yapabildiklerini bilseniz şaşarsınız.

Değişik resimleri ve içerdiği ilginç bilgilerle sıradışı bir kitap.

ATIKMI HİÇ DERT DEĞİL - TÜBİTAK

Tübitak yayınlarının çıkardığı tüm kitapların çok faydalı ve bilgilendirici olduğunu düşünüyorum bu kitapta onlardan bir tanesi .
Atık mı Hiç Dert Değil
Albert kendisiyle gurur duyuyordur. Hayatı kolaylaştıracak harika bir makine icat etmiştir ve yapımını neredeyse tamamlamak üzeredir.
Ancak makine tam bitmek üzereyken, mor renkli, yapışkan bir atık sızdırmaya başlar.
"Atık mı' Hiç dert değil!" der Albert ve atığı el arabasına koyup ormanın bir köşesine gömmek üzere yola çıkar.
Ancak sonradan atığın Albert’in düşündüğü kadar kolaylıkla baştan savılabilecek bir şey olmadığı anlaşılır.
Atıktan kurtulmak için sarf ettiği onca çabadan sonra iyi niyetli karakterimiz Albert atıkların yapısı üzerine esaslı bir ders alır:
" Bir şeyi uzağa götürüp bırakmak her zaman o şeyden kurtulduğunuz anlamına gelmez "


KUMBARA ve PET ŞİŞE

Yanlış görmüyorsun , pet şişenin alt kısmı bu evet :) Ondan bir kumbara yapılmış , nasılmı , anlatayım , bir fermuar , iki pet şişenin tabanını birleştirmiş ve kumbara elde edilmiş.
Bu kadar :)


SIRADA FİL ETKİNLİĞİ VAR

Çok cici bir fil etkinliği , filler hakkın da bir kaç bilgiyi seninle paylaşmamı istermisin.
Karada yaşayan en büyük hayvanın fil olduğunu öğrendim , Fillerin hortumunda tam "50 bin " kas olduğunu biliyormuydun. Hortumlarını besinleri ve suyu ağızlarına götürmek, eşyaları kaldırmak ve tabi bir de koku almak için kullanıyorlarmış.


PAMUK GİBİ BİR TAVŞAN


Tavşan etkinliğinin şablonuna buradan ulaştıktan sonra , küçük meleğinle yapabilirsin. Basit ve çok hoş bir çalışma :)

SEPET VE.....

Keçeden yapılmış bu harika sepete bayıldım , annem kısa süre önce temizlik bezlerinin de keçe yerine geçebildiği örnekler olduğundan bahsetmişti değil mi :) he işte o temizlik bezi evde varsa heeemenn iş başına :)


EL BASKISI KELEBEK AMA....

Aması ne diyeceksin :) bu sefer parmaklar kapalı farkı bu :))


ARKADAŞ AĞACI :)


Tamam soyağacına benziyor biliyorum :) ama ben bunu anne - baba ve arkadaş ağacı olarak düşündüm :) Yarın sana ağaçlarla ilgili bir şarkı hediye edeceğim :)



TAVŞAN GÖZLÜK

Özellikle maskeli balolar ve doğum günü davetlerin de ideal bir gözlük değil mi ? sence de... :)

BALERİN KIZI UNUTMADIM :)

Karşınızda en sevdiğim renk olan pembelere bürünmüş bir küçük hanım :)


JİMNASTİKCİ KIZ VE DONDURMA ÇUBUKLARI

Veeee karşınız da jimnastik dalında dondurma çubuklarıııı :) evet dondurma çubuğu bunlar.. çok güzel değil mi ?


PLASTİK TABAKTAN ŞAPKA

Bu annelerden korkulur :) nelerden neler neler yapıyorlar :)


BİR TOP HAMUR VE BİR KALEM ..sonuç

Bence mükemmel :)

TİYATRO İZLİYORUM - YORUMSUZ :)


DOMUZ GRİBİ

Allah hepimizi dermansız dertlerden korusun :(
----------

Meksika’da 60 kişinin hayatını kaybetmesiyle adı daha fazla duyulan ve domuzlarda görülen gribin kuş gribinden de tehlikeli olduğu belirtildi.

Sadece domuzlarda görülmesine karşın Meksika’da bu hastalığa yakalanmış kişi sayısı şimdilik 1004. Amerika’da ise 8 kişide bu grip virüsüne rastlandı.

Gribin yaygınlaşması nedeniyle insanların toplu olarak bulunduğu okul, müze, tiyatro gibi mekanlar kapatıldı.
Şimdilik sadece Meksika ve az sayıda da Amerika’da görülen domuz gribinin, Meksika dışındaki ülkelere sıçrayıp, git gite Dünya’da da yaygınlaşmasından korkuluyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nden Fadela Chaib‘in yaptığı açıklamaya göre bu gribin sadece domuzlarda görüldüğünü fakat son günlerde insanlarda da yaygınlaştığı ortaya çıktı. Amerika’da da 8 kişide görülen domuz gribi hakkında yeterli bilgi olmayışı nedeniyle gribin insanlar üzerindeki etkisi ve yaygınlaşması konusunda da kesin bir bilgiye varılamıyor.

AH BU ÖNYARGI OLMASA




Britains Got Talent 2009 Susan Boyle (Singer) (HD) - video powered by Metacafe

Yaşlara Göre Ortalama Boy

ERKEK ÇOCUKTA (Üst sınır)

-Doğum: 50.6 cm
- 6 ay : 66.5 cm
- 1 yaşında: 74.7 cm
- 2 yaşında: 84 cm
- 3 yaş: 95.3 cm
- 4 yaş: 102.5 cm
- 5 yaş: 109.5 cm
- 6 yaş: 116 cm
- 7 yaş: 121.5 cm
- 8 yaş: 127 cm
- 9 yaşında: 132 cm
- 10 yaşında: 137.5 cm
- 11 yaşında: 143.5 cm
- 12 yaşında: 150 cm
- 14 yaşında: 162 cm
- 16 yaşında: 172.5 cm

(Alt sınır)

-Doğumda: 46.3 cm
- 6 ayda: 59.5 cm
- 12 ayda: 68 cm
- 2 yaşında 77 cm
- 3 yaşında 87 cm
- 4 yaşında 92.5
- 5 yaşında 98 cm
- 6 yaşında 104 cm
- 7 yaşında 109.5 cm
- 8 yaşında 115 cm
- 9 yaşında 120 cm
- 10 yaşında 125 cm
- 11 yaşında 130 cm
- 12 yaşında 135 cm
- 14 yaşında 146.5 cm
- 16 yaşında 158 cm

KIZ ÇOCUKTA (Üst sınır)

- Doğum: 50.2 cm
- 6. ay: 64.5 cm
- 12 ay: 73 cm
- 2 yaş: 85.5 cm
- 3 yaş: 95 cm
- 4 yaş: 102 cm
- 5 yaş: 108 cm
- 6 yaş: 114 cm
- 7 yaş: 120 cm
- 8 yaş: 125.5 cm
- 9 yaş: 130.5 cm
- 10 yaş: 137 cm
- 11 yaş: 145 cm
- 12 yaş: 154.5 cm
- 14 yaş: 158.5 cm
- 16 yaş : 159 cm

(Alt sınır)

- Doğum: 47 cm
- 6 ayda: 58 cm
- 12 ay: 64.5 cm
- 2 yaş: 76.5 cm
-3 yaş: 85.5
- 4 yaş: 92 cm
- 5 yaş: 97.5
- 6 yaş: 103 cm
- 7 yaş: 108 cm
- 8 yaş: 115 cm
- 9 yaş: 120.5 cm
- 10 yaş: 125 cm
- 11 yaş: 133.5 cm
- 12 yaş: 140.5 cm
- 14 yaş: 147.5 cm
- 16 yaş: 148.5 cm

Basit bir boy hesaplama yöntemi

Erişkin insanda normal beklenen boy için basit bir hesaplama yöntemi:
Kız çocuk için; anne ve baba boyunun toplamından 13 çıkarılacak, çıkan sonuç ikiye bölünecek. Ortaya çıkan sayı, çocuğun olması gereken boy uzunluğunu verir.
Erkek çocuk için anne ve baba boyunun toplamına 13 eklenecek, çıkan sonuç ikiye bölünecek.

Kız ve erkeklerde büyüme hızı


İlk 1 yaşta; yılda 25 cm
1 - 2 yaş arası; yılda 10 - 12 cm
2 - 4 yaş arası; yılda 10 - 12 cm
4 - 12 yaş arası yılda 5 cm büyürler
Ergenlik dönemi boyunca kızlar 15 - 20 cm, erkekler 20 - 25 cm uzar

www.sekerkokusu.com

Uğur BÖCÜĞÜM :)


El işi kağıdı kullanarak yaptığımız bir çalışma daha..

MASAL VE BEN

Annem masal anlatırken yanında uyuya kalmışım :) ne kadar rahatım annem yanım da olunca... Konu yok :) paylaşmak istedik bu görüntüyü..

Fare ETKİNLİĞİM

Fare etkinliğim , yüz çizimi bana ait :)

Hindi Etkinliğim

Ne kadar küçükmüşüm :))) Hindi çalışmam seninlee...