LinkWithin

Related Posts Widget for Blogs by LinkWithin

31 Mart 2010

YAPMADIKLARIMIZDAN BİTMİŞTİR AŞK…





Günün birinde bir çiçekle su karşılaşırlar bir kırda.
Tanırlar birbirlerini, tanıdıkça severler.
Çok mutludur çiçek, suya aşık olmuştur.
Hayatında ilk kez aşkı tatmaktadır.
Renk, renk açar, etrafına güzel kokular saçar,
Sırf suyun hoşuna gitsin diye…
Su da çiçeğe aşık olmuştur. Yine de biraz tedirgindir,
Çünkü ilk kez karşılaşıyordur bu duyguyla.
Günler geçer ve çiçek suyun kendisini,
Sevip sevmediğini düşünmeye başlar.
Su fazla ilgilenmemektedir çiçekle.
Oysa çiçek ilgisizliğe alışkın değildir.
Dayanamaz bir gün suya “SENİ SEVİYORUM” der.
Su da yanıt verir ona“BENDE SENİ SEVİYORUM”...
Ama yine ilgisizdir su, çiçek sabırlıdır.
Hep beklemektedir. Beklerken de sürekli suya
“SENİ SEVİYORUM” demektedir.
Su da hep aynı yanıtı vermektedir;
“BENDE SENİ SEVİYORUM”…
Solmaya başlamıştır çiçek.
Artık o neşeli, renk, renk açan,
Etrafa güzel kokular saçan çiçek yoktur.
Bir kez daha “SENİ SEVİYORUM” der çiçek suya.
Su aynı yanıtı verir; “BENDE SENİ SEVİYORUM”…
Yataklara düşer çiçek. Hastadır artık.
Eğilmiştir boynu.
Su çiçeğin başında beklemektedir ama
sevdiğine emin olduğu çiçeğin neden böyle hastalandığını bilmemektedir.
Yardım edememektedir.
Çaresiz bu işleri bilen birini çağırır su.
Bilge kişi gelip muayene eder çiçeği. Hüzünlüdür.
Çünkü çiçek artık kurtulamayacak noktaya gelmiştir.
Suya dönüp “Artık durumu ümitsiz” der.
Merak eder su, sevgilisi çiçeğin nasıl bu hale düştüğünü.
“Nedir benim çiçeğimi böylesine hasta eden şey?” diye sorar bilge kişiye.
Bilge kişi suya bakar cevap verir;
“Çiçek hasta değil, sadece susuz kalmış…”
Su anlar ki sevgiliye sadece “SENİ SEVİYORUM” demek yetmez.
Her aşk bir çiçektir aslında.
Her aşkın suya, besine ihtiyacı vardır.
Biz de öyle değil miyiz?
Aşkımız bittiği zaman “Neden bitti?” deyip
Kendi kendimizi yemez miyiz? Ve hep,
“Şöyle yaptım da ondan bitti” yada
“O böyle yaptı da ondan bitti” deyip kaparız aşkın perdesini.
Oysa yaptıklarımızdan değil
YAPMADIKLARIMIZDAN BİTMİŞTİR AŞK…

CAN DÜNDAR

Kırmızı ve Yeşil'in Uyumu...


Yaprak yağıyordu sokağımıza
Yaprak yağıyordu lapa lapa
Her yer kızıla çalan kırmızıya dönmüştü
Yaprak yağıyordu sokağımıza
Ayrılık zamanı gelip çattığında ikimize
Yaprak yağıyordu sevgimizin üzerine ...

İbrahim Atılmış

Bir Nisan Gerçeği...

1 Nisan'da ne oldu ?

15. yüzyılın sonlarında, Haçlı ordusu Endülüs Müslümanlarının son kalesini kuşatır.

Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen, kış aylarının da etkisiyle, kale korunabilmektedir.

Durumun zorluğunu anlayan Haçlı ordusunun komutanı değişik taktikler düşünmektedir.
En sonunda 31 Mart gecesi Kalenin önüne giderek bir elinde Kur'an bir elinde İncil 'Şu iki kitap üzerine yemin ederim ki, teslim olursanız bu akşam size bir şey yapmayacağım' der.


Gerekli görüşmelerden sonra canlarının kurtarılması karşılığında Müslümanlar kaleyi teslim ederler. Ertesi sabah, yani 1 Nisan sabahı, Haçlı ordusu komutanı bütün Müslümanların öldürülmesi için emir verir.

Bunun üzerine Müslümanlar 'Yemin etmiştiniz,bize söz vermiştiniz' dediklerinde Haçlı ordusu komutanı 'Benim sö züm size dün akşam içindi, bugün için size bir sözüm yoktur' diye cevap verir ve bütün Müslümanlar orada

Şehit edilir.

İşte o gün bugündür 1 Nisan hristiyanlar arasında 'Hile Günü' olarak kutlanmaktadır.

Maalesef hıristiyanları taklit etmeyi modernleşme sanan gafil müslümanlar arasında da yaygınlaşmış,yüzlerce, binlerce müslümanın katliam günü olan1 Nisan'lar, bir şakagünü olarak kutlanmaktadır.

"...alıntıdır..."

Fotoğraf Dersleri - 4

* Önemli Bilgilere Devam Ediyoruz... donanımhaber.com'a sonsuz teşekkürler..

DİYAFRAM VE ENSTANTANE

Diyafram ayarı objektif içerisindeki diyaframın veya iris'in hangi dereceye kadar açık kalacağının belirlenmesidir. Objektifler en fazla düzeyde ışık toplayabailmek için dizayn edilmişlerdir. Diyafram gözümüzdeki iris gibidir; güçlü ya da parlak ışık altında kısılır, az ışık altında ise genişler. Objektif içinden gelen ışığın bir kısmının engellemek için diyafram kapatılabilir veya durdurulabilir. Diyafram ayarı ile aynı zamanda bir portre veya macro fotoğraflardaki alan derinliğini de değiştirebiliriz.

Macro'larda Alan Derinliği ve Diyafram Ayarı
MODE: M-Manuel Mode

Alan derinliği macro'larda çok büyük önem taşımaktadır. Bir objeyi macro olarak fotoğrafını çekeceğimiz zaman zoom ayarlarını yaptıktan sonra sadece objemizin mi net olacağına yoksa obje ve arka planın mı net olacağına yani alan derinliğine karar vermeliyiz. Bunu diyafram ayarı ile oynayarak yapabiliriz. Büyük diyafram açıklığı(Ör: f:2.8-f:3.0) alan derinliğini azaltır ve objenin net arka planın blur-bulanık çıkmasını, küçük diyafram açıklığı (Ör: f:8.0-f:7.6) alan derinliğini arttırır objenin ve arka planın net çıkmasını sağlar.

Burada çok dikkat edilmesi gereken bir yer daha vardır ki o da enstantane hızıdır. Diyafram ayarı ile oynadığımız zaman lens-sensor'e düşecek ışık miktarı da değişeceğinden ona göre enstantaneyi hızlandırmak ya da yavaşlatmak gerekebilir. (Bunu çekmiş olduğum örnek fotoğraflarda çok daha açık olarak görebilirsiniz.) Fakat makinenizde "A" Aperture-Diyafram Öncelikli Mode varsa onu kullanmanızı tavsiye ederim. O zaman siz diyafram ayarını değiştirdiğinizde makine otamatik olarak enstantaneyi değiştirecektir.

Örnek: 1
Burada küçük diyafram açıklığı kullanarak alan derinliğini arttırdım. Böylece hem obje hem de arka plan net olarak kadrajlandı.

f:7/6
s:1sec
Örnek 2:
Burada ise büyük diyafram açıklığı kullanarak alan derinliğini azalttım. Böylece sadece obje net, arka plan blur-bulanık olarak kadrajlandı.

f:3
s:1/4sec

30 Mart 2010

SOYAĞACI KOLYESİ..



STİLL DİREKTÖRÜ'nün sitesin de bu güzel kolyeyi gördüm ve bayıldım , sende gör istedim.

Başladım :)

İtiraf ediyorum...


Başladım...


Uzun yıllardan beri ara vermiştim..


Dayanamadım başladım..


İlk günler alışmam zor oldu , kendimi suclu hissettim bir ara ..


Ama yok dedim olmaz..başlamalısın..

Neredeyse bir ay oldu ve başladım...


Neye mi :)
İşe başladım ;)

29 Mart 2010

O en güzel duygudur..Arkadaş..


Minik Kurbaamın , en sevdiği kardeşlerinden ,dostlarından birtanesi... Naz'ı...

Fotoğraf Teknikleri - Ders 3

KAR FOTOĞRAFLARI

Kar fotoğrafları çekerken en çok pozlama konusuna dikkat edilmesi gerekir. Makinelerin ışık ölçerleri %100 beyaz üzerinden değil de %18 gri üzerinden ışık ölçerler. Bu sebeple makinenin otomatik poz değerleriyle bir kare çekildiğinde, kar genellikle gri ya da açık mavi (griye yakın) çıkabilir. Karın beyaz çıkmasını sağlmak için en az bir ya da iki stop fazla pozlamak gerekir.

1 ila 1.5 stop fazla pozlarsak, kar üzerindeki detaylar da alınır. Ancak gölgeler ve koyu nesneler üzerindeki detaylar kaybedilir.

2 stopluk ilave pozlama tam anlamıyla beyaz , ancak detaysız bir kar görüntüsü verir. Bu defa da koyu alanlardan daha fazla detay alınır.

Kar için yapılacak manuel beyaz ayarı ise; normalde Kodak'ın %18'lik gri renk kartı üzerinen yapılır. Fakat yanımızda bu kart yoksa (daha önce başka bir topic’de de yazdığım gibi) elimizin üst kısımından alacağımız değer bizi doğru sonuçlara götürür. Elimizden değer alırken, elimizin kadrajı tam anlamıyla doldurmasına ve elimizin üzerine kendi gölgemizin düşmemesine de dikkat etmeliyiz.

Kar üzerindeki bir yaprağı ya da çiçeği çekerken de spot ölçüm yapmakta fayda vardır. Lapa lapa yağan kar için de flash kullanmak yağan kar tanelerini arka plandan ayırıp keskin çizgiler ile net bir şekilde yakalamamızı sağlar. Tipi şekline yağan kar için düşük enstantane ve flash ile çok farklı etkiler yaratabiliriz

Su Gününden Bir Deniz Anneciği :)


Kızımın okulundan bir etkinlik örneğini daha paylaşayım istedim.

26 Mart 2010

Yoğurt Kabı ve Ahtapot


Minik Kurbaamın okulundan bir ahtapot etkinliği...

Hüzünbaz Kedi...


Devamı tabi ki
" O an.. " da

İçiniz Açılsın Biraz..

Okulumuza Tuvalet

Ana Sayfa - Okulumuza Tuvalet

Fotoğraf Dersleri - ISO-ASA AYARI - DERS 2

Evet arkadaşlar ikinci dersimizle karşınızdayım :)
Kaynak : donanimhaber.com


Önce ISO nedir bir öğrenelim ?

*iso, makinenin sensörünün ışığa duyarlılık katsayısıdır diyebiliriz.İsoyu yüksek tutarsan, sensöre gelen ışığın sensör tarafından absorbe edilme miktarı artar fakat fotoğrafın kalitesi düşer.

Eğer ki pixeller yeterince büyük değilse kumlanma oluşabilir çünkü haddinden fazla gelen ışık komşu pixelleri de etkiler..

Eğer düşük ışıkta yüksek enstantaneli birşey çekmek istiyorsan, mesela bulutlu bir günde uçan bir kuşu çekmek istiyorsan, yüksek iso kullanıp fotoğrafın aydınlık ve kuşun net çıkmasını sağlarsın fakat slr makinen yoksa fotoğraf kumlu çıkar.

-----------------------------------------------------------------------------


ISO-ASA AYARI

Şimdi de ISO - ASA ayarları hakkında biraz bilgi vermeye çalışayım; ISO: fotoğraf filmlerinde, ışığa duyarlılık derecesini belirleyen standart ölçüm sistemidir.

Kullanımından örnekler verecek olursak:

-Uzun pozlama yapmayacağımız ve alan derinliğini kaybetmek istemediğin zaman ISO ayarlarını yükseltebiliriz.

-Akşam üzeri az ışık altında dışarıda çekim yapmak istiyoruz, 1/125 enstantanenin altına da inmek istemiyoruz, çünkü titreşime karşı hassasiyet artabilir. Bu sebeple enstantaneyi 1/125 ayarlayıp diyaframı sonuna kada açıyoruz (f:2,8 –f:3,7 gibi) ve ISO'yu 50 olarak ayarlıyoruz. Fakat sonuç bize karanlık geliyor, o zaman aynı enstantane ve diyafram ayarıyla ISO'yu 200'e getirip çok daha iyi sonuç alabiliyoruz. (Verdiğim değerler ortam şartlarına göre değişiklik gösterebilir)

-Yine dışarıdayız ve öğle vakti 50 ISO ile bir kuş fotoğrafı çekeceğiz, diyafram f:4 ya da f:5 enstantane ise 1/1000. Çekimiş olduğumuz fotoğrafa baktığımızda kuşun net, hareketli kanatlarının ise flu/blur olduğunu görüp enstantaneyi 1/2000'e çıkartmak istiyoruz ama ışık yeterli değil, işte o zaman ISO'yu 400 olarak ayarlayıp enstantaneyi 1/2000'e çıkartabiliriz ve istediğimiz sonuca ulaşmış oluruz.

ISO ayarlarını yükseltmenin avantajları olduğu gibi dez avantajları da vardır. ISO yükseldikçe grain ya da noise (fotoğrafta kirlilik/kumlanma) da artar, bunun sebebi CCD’ye fazla voltaj giderek CCD’nin ısınmasıdır. Gece yapılan çekimlerde düşük iso ve kısık diyafram kullanılır, bunlar detayları ortaya çıkartmak için gereklidir. Fakat bu esnada hızlı enstantane ayarından ziyade düşük enstantane ayarı ve kesinlikle tripod+self timer kullanmak gerekir.

25 Mart 2010

Fotoğraf Çekim Teknikleri - DERS 1


Arıyorum tarıyorum , bana bu işi öğretecek istediğim bilgilere ulaşamıyorum.
Diyordum ulaştım :) Bu bilgilerin devamı gelecek , ben yararlanırken sende yararlan istiyorum çünkü.


Kaynak : Donanımhaber.com


GENEL FOTOĞRAF ÇEKİM TEKNİKLERİ

-Fotoğraf çekerken öncelikle fotoğraf makinesini iki elimiz ile tutmalıyız. Ayrıca kollarımızın dirseklerimizden vücudumuza yapışık olmasını sağlamalıyız. Deklanşöre basmadan önce derin bir nefes almalıyız. Bunlar fotoğraf makinemizi titretmeden ya da titretmeyi minimum’a indirerek fotoğraf çekmemizi sağlayan temel önlemlerdir. Mümkünse bir duvar ve benzeri bir yere yaslanmak suretiyle, duvardan destek alarak da çekimlerimizi gerçekleştirebiliriz.

-Özellikle portre fotoğrafları çekerken, arka planın sade olmasına özen göstermeliyiz. Böylece hem konuyu ön plana çıkartmış, hem de fotoğraf makinemizin doğru yere odaklanmasında büyük kolaylık sağlamış oluruz. Arka planda kadraj içerisine giren, ilgi odağının dağılmasını sağlayan objeler varsa ve başka bir şekilde kadrajlamamız mümkün değilse, bu sefer de net alan derinliğini kısarak (diyaframı açarak f:2,8 ya da f:4 gibi) çok daha etkileyici fotoğraflar çekebiliriz.

-Bazı fotoğrafların göze çarpan ve onları çarpıcı kılan yanları vardır. Bu sebeplerden biri de fotoğraftaki güçlü kompozisyondur. Fotoğraftaki kompozisyonun basit tanımını; “Kadraj içerisindeki objeleri, göze hoş şekilde seçmek ve düzenlemek” şeklinde yapabiliriz. Öyleki bazı anlarda fotoğraf makinemizin küçük hareketleriyle çok değişik kompozisyonlar yakalayabiliriz.

Genel olarak çoğumuzun, fotoğraf çekerken yaptığı bir hataya değinmek istiyorum, o da konuyu kadrajın tam ortasına yerleştirmektir. Bu şekilde çekilen fotoğraflar daha az hareketli ve çok daha az dikkat çekici olurlar. Bunun önüne geçmek için, çekeceğimiz kareyi aklımızdan yatay ve dikey olarak üç eşit parçaya bölelim. Bu çizgilerin kesiştiği noktalar iyi bir kompozisyonda ilgi merkezinin yerleşeceği en doğru dört noktayı gösterir. Bu noktalra fotoğrafçılıkta “dört altın nokta” denir. Manzara fotoğrafları çekerken de ufuk çizgisinin bu çizgilere paralel ve kadrajın üçte birini dolduracak şekilde yerleştirmeliyiz. Ufuk çizgisinde oluşacak eğrilik kesinlike istenmeyen bir durumdur.


Acemi Fotografçıdan bir deneme...


Fotoğrafta sadece bir rengi saklı tutup , diğer bölümlerini siyah beyaz çekmeye ayarladım... yada çalıştım , sonuç :)

Kağıt bardaktan balıklar..


Doğa'nın okulu su temasını işliyor demiştim.Su kutlamalarına katıldığım gün çektiğim başka bir etkinlik fotoğrafı..

24 Mart 2010

Doğa'ya Bahar Teyzesinin Doğum Günü Hediyesi..



Bu gördüğün hediyenin maddi hiç bir ölçüsü yok...
Doğa için tasarlanmış , emek verilmiş , hazırlanmış bu tepsi canım blog arkadaşlarımdan , aynı zaman da soyadı benzerliğimiz nedeni ile soydaş :) olduğum arkadaşım Baharcığımın hediyesi...
Doğa'nın doğum gününe yetiştirmek istemiş ama güzel meleği Yağmur'un rahatsızlığı nedeni ile dün elime ulaştı. Baharcığım bu güzel hediyen için , dostluğun için , samimiyetin için çok teşekkür ederim.
Söyleyecek çok söz var ama sen ne demek istediğimi zaten anlıyorsun..
Sevgi ile kucaklıyorum minik meleğimi ve seni...

23 Mart 2010

Uzakta Kaldı Yıllar...


Bak bir ihtiyar son kulaçlarını atıyor
Ne kadar çırpınsa
Boy da verse boş
Uzaklaşıp gitmiş kumsallarından
Ayakları yere basmıyor ........

Çoraplar Artık Daha Düzenli


Çorap Kutusu için buraya tıklaman kafi. Ben bu fikre bayıldım :)

22 Mart 2010

SON..


Sualtı Canlıları


Doğa'nın okulun da bu gün su konulu bir gösteri vardı. Ben de hazır gitmişken sağda solda ne varsa fotografladım..işte bir deniz ve için de su altı canlıları ;)

Güzel İstanbul , Güzel Bir Pazar...


Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin
.

19 Mart 2010

İyilik ve Kötülük ....


Yaşlı kızıldereli reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izliyorlardı.
Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve oniki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı.

Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğiydi bunlar.
Çocuk, kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor, dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyacı olduğunu ve renklerinin neden illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla, sordu dedesine: Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.

- 'Onlar' dedi, 'benim için iki simgedir evlat.'
- 'Neyin simgesi' diye sordu çocuk.
- 'İyilik ile kötülüğün simgesi.
Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.

Çocuk, sözün burasında; 'mücadele varsa, kazananı da olmalı' diye
düşündü ve her çocuğa has, bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:

- 'Peki' dedi. 'Sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?'

Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa.

- 'Hangisi mi evlat? Ben, hangisini daha iyi beslersem!'

Çinli Doğa...

Doğa'nın okulun da geçtiğimiz haftanın teması Çin'di. Benim kurbaam Çinli olmuş ve Çin bayrağı yapmış :)

17 Mart 2010

Söküldükçe Dikerdi.....




Söküldükçe ,eline iğne iplik alır dikerdi... dedi annem..
Neyi anne ? diye soruyorum..
Yavaşça kalktı , elinden bırakmadığı babamın resmini usulca koydu yatağının üzerine.
Almanya'dan son gelişin de getirdiği valizini açtı.

Bana uzattı..
Ne anne bu...
Babanın... dedi...
Gözler buğulandı yine..
Almanya'ya gittiği zaman almıştı bu şapkayı..
Kendisi için aldığı ilk şeydi belki de..
Beğenerek aldığı ilk şey...
Çok sıkıntı çekti gurbette..
Eşten uzak... çocuklarından uzak.. memleketinden..anne babasından uzak..
Kimbilir kaç kere bu şapka altında .. daldı düşüncelere..
Kaç kere onun gölgesin de kapadı gözlerini..
Ve geldi bizleri görmeye...öptü..kokladı..bizler uyurken baba hasreti ile..

Parasızlık vardı dedi..
Söküldükçe dikerdi.....
Seni çok özledim babam......
Emanetin bende... sen rahat uyu babam..

Konuş... Konuş Sevdiğim...

Arkana Yaslan... Koşturmaya biraz ara ver... ve .. dinle lütfen...

müzik - zerrin,özer,kenan,ışık,konuş,sevdiğim izlesene.com

Bayramın Unutulan Yüzü Tahta At..

Yeni fotoğraflarım "..O AN .." da

ÇİM YARATIK :)))


Winx delisi kızım çim kız yapmak istedi :) yırtılmış winx'li çorabımızı elimize aldık. Bir güzel çimli toprağımızı içine doldurduk.

Baktık ki çok sıradan bir şey oldu ...arkasına da kaş ,göz,burun vede kırılmış oyuncak bilezikten bir ağız yaptık. Ortaya Çim yaratık çıktı :) Saçları çıkınca neye benzeyecek merakla bekliyoruz :)

Hediye Paketi Yaptık :)

Dün minik kurbaam okuldan geldikten sonra dışarı çıktık , ordan ,burdan sohbet ederken
" anne biliyormusun ben Ebru Öğretmenimi senden daha çok seviyorum " dedi :) Ona hediye alalım diye de ekledi :) bizde çam sakızı çoban armağanı küçük bir hediye aldık.
Paketini de kendimiz yaptık :)


16 Mart 2010

Sevimli Kediye Sıcak Bir Yuva Varmı ?


Ceyda'nın bloğun da sıcak bir yuva arayan sevimli kedinin haberini okudum , eğer ilgileniyorsan lütfen buraya tıkla..

İLKBAHAR..

Doğa'nın okulun da bu hafta ki tema "..ilkbahar.."
Bu konu ile ilgili bulduğum bir kaç etkinliği paylaşayım izninle :)






"..alıntıdır.."

12 Mart 2010

Çocuğumuzun Saç Teli...

Allahım esirgesin , yazdıysa bozsun...bu çocuk kaçırılma olaylarının artması ile bu bilgilerin her an aklımızda olması farz oldu.
İçaçıcı bir konu değil biliyorum ama okumamız gerek...
------------------------------------------------------------------------

“Bir an dikkatsizlik çocuğunuz kaçırılmasına yol açabilir” uyarısında bulunan Özbilici, ebeveynlerin dikkat etmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:

- Daima çocuğunuzun en son fotoğrafına, parmak izlerine sahip olun.

- DNA’sını belirleyecek saç telini saklayın.

- Çocuğunuzun arkadaşlarının adını, telefon numarasını ve adres bilgilerini içeren bir defteriniz olsun.

- Çocuğunuzun en son ne giydiğini bilin.

- Çocuğunuzu bir yere gönderirken güzergâhı onunla birlikte belirleyin.

- Çocuğunuz kaybolduğunda okulda, kreşte, arkadaşlarından etkili sonuç alamazsanız, polisi arayın. Rapor tutmasında ısrar edin ve dosya numarasını alın.

Kaynak : Milliyet

Slogan Bulalım mı ?


Bana yardım edermisin ? Slogan bulmam lazım ve yine senin yardımına ihtiyacım var .
Buradan gelirsen konunun ne olduğunu sanırım daha kolay anlayabilirsin ..

Örgü Bebe Donu :)

Görünce tebessüm ettiren bu bebe donunu :) beğeneceğine eminim.
Özellikle Neşe ninemin dikkatini çekecektir :)



"... alıntıdır..."

11 Mart 2010

Oyuncak Müzesi..


Benim minik kurbaam... hani okula gitmek istemeyip kendini yerlere atıyordu ya..işte bu fotoğraflar o günlerden ..oyuncak müzesine giden küçük kurbaa hiçte mutsuz görünmüyor.. Nazı bana bu cadının bence..

RENKLİ PİRİNÇ YAPALIM :)


R E N K L İ pirinç yapmak istermisin ? Nasıl mı hadi gidiyoruz :)

Rüya...

Annem anlatıyor ;
Babanızı gördüm rüyam da.. ellerimi tutmuş, o kadar genç ki yüzü sanırım 30'lu yaşların da .. Nasılsın diyorum hacım , iyimisin..
- İyiyim beni merak etme diyor , gülümseyerek..
Nasıl gelebildin benim yanıma diyorum..
- Her sabah ,namazdan sonra bana izin veriyorlar , saat 3 te geri dönüyorum diyor.
Yerin de mutlumusun diyorum..
- Sizin gönderdikleriniz sayesin de( dualar ) çok huzurluyum , mutluyum diyor...
Sonra gülme sesleri duyuyorum , sen ve ablan kucuk odadan cıkıyorsunuz , odanın içi o kadar aydınlık kı.. dışarı yoğun bir ışık süzüyor diyor...
Babanız bana dönüyor diyor ki... bak benim yavrularım geliyor... onların gönderdikleri ile çok huzurluyum diyor...
-----------
Sonumu.... annem bana bunu anlatıyor... ve ben ağlıyorum....

10 Mart 2010

Anjiyo...


Babamın vefatından sonra.. annem sık sık kalp ağrısı çekmeye başladı.
Yapılan tetkikler sonunda anjiyo olmasına karar verildi. Bugün bunu gerçekleştirdik.
Çok şükür sonuç temiz..

Allahıma bir kez daha şükürler olsun bizleri koruduğu ve kolladığı için...




8 Mart 2010

Günün Sözü...

"..... Kimseyi değiştiremezsin hayatta.... Ve kimse için de değişmemelisin!! Bırak hayatına eşlik etmek isteyenler gelsin seninle ... Ne sen başkası için mecburi istikametsin , ne de bir başkası senin için... Yanındakiler seni mutlu ettiği sürece kalsın hayatında.... Bu yüzden İstediklerim Yanımda ....."

Okulumuz da bu hafta ".. ÇİN.." konusunu işliyoruz..

Doğa'nın okulun da bu hafta ki Tema " Çin " bu konu ile ilgili bulduğumuz etkinlikleri paylaşalım istedik. Okulumuzun öğretmenlerine bu etkinlikler belki fikir verebilir...

MERHABA - ni hav
NASILSINIZ - ni hav ma
BEN ÇOK İYİYİM -wo hın hav
HOŞGELDİNİZ- huanying
GÜLE GÜLE- zay cien
TEŞEKKÜRLER- şi şi
Çin Parası ( Yuan = Renmenbi)






"..Kaynak.."